CİNLER

 

CİNLER

6/ el-En’âm -100- Onlar, ALLÂH'a cinlerden de ortak koştular. Halbuki onları yaratan O'dur. Bilgileri olmadan O'na oğullar, kızlar uydurdular. O'nun şânı onların uydurdukları sıfatlardan münezzeh ve yücedir.

128- (ALLÂH), onların hepsini topladığı gün, cinlere: "Ey cin topluluğu! İnsanların çoğunu yoldan çıkardınız" der. İnsanlardan cinlerin dostu olanlar da şöyle derler: "Rabbimiz! Biz birbirimizden faydalandık. Nihayet bize ta’yîn ettiğin vâdemize ulaştık". ALLÂH da:"Sizin durağınız cehennemdir. Orada, ALLÂH'ın dilemesi müstesnâ, ebedî olarak kalacaksınız" der. Şüphesiz Rabbin hikmet sahibidir, her şeyi bilendir.

130- (ALLÂH) "Ey cin ve insan topluluğu! İçinizden size âyetlerimi anlatan ve bugününüze kavuşacağınız hususunda sizi uyaran Peygamberler gelmedi mi?" deyince onlar: "Kendi aleyhimize şâhidiz" derler. Dünya hayatı onları aldattı ve kendilerinin kâfir olduklarına şâhidlik ettiler.

7/ el-A’râf -38- ALLÂH onlara: "Sizden önce geçmiş cin ve insan topluluklarıyla beraber cehennem ateşine girin!" der. Cehenneme giren her ümmet kendi din kardeşine lânet eder. Nihayet hepsi oraya toplandığında, sonrakiler öncekiler hakkında derler ki: "Rabbimiz! İşte şunlar bizi doğru yoldan saptırdı. Onlara cehennem ateşinden kat kat azab ver". ALLÂH der ki: "Herkesin azabı kat kattır, fakat siz bilemezsiniz".

179- Andolsun Biz, cinler ve insanlardan, kalbleri olup da bunlarla anlamayan, gözleri olup da bunlarla görmeyen, kulakları olup da bunlarla işitmeyen birçoklarını cehennem için var ettik. İşte bunlar hayvanlar gibi, hattâ daha da aşağıdadırlar. İşte bunlar gâfillerin tâ kendileridir.

11/ Hûd -119- Ancak Rabbinin rahmetle yarlığadığı kimseler başka. Onun içindir ki, onları yarattı. Ve Rabbinin "Andolsun ki cehennemi cinlerden ve insanlardan tamamen dolduracağım" sözü böylece tamam oldu.

17/ el-İsrâ -88- Ey Muhammed! De ki: "Yemin olsun, eğer insanlar ve cinler bu Kur'ân'ın benzerini getirmek üzere toplansalar ve birbirlerine yardımcı olsalar bile, yine onun bir benzerini meydana getiremeyeceklerdir."

41/ Fussilet -25- Biz onlara birtakım arkadaşlar musallat ettik de onlar kendilerine önlerinde ve arkalarında ne varsa hepsini güzel gösterdiler. Böylece kendilerinden önce gelip, geçmiş olan cin ve insan toplulukları hakkındaki, azab sözü onlar için de hak oldu. Doğrusu onların hepsi de kendilerine yazık etmişlerdir.

29- İnkâr edenler: "Ey Rabbimiz! Cinlerden ve insanlardan bizi doğru yoldan saptıranları bize göster de onları ayaklarımızın altına alalım, böylece cehennemin en altında kalanlardan olsunlar" diyeceklerdir.

46/ el-Ahkâf -18- İşte onlar kendilerinden önce gelip geçmiş olan cin ve insan toplulukları içerisinde haklarında azab vaadi hak olmuş kimselerdir. Onlar gerçekten hüsrâna uğramışlardır.

29- Ey Muhammed! Hani Biz cinlerden bir grubu Kur'ân'ı dinlemeleri için sana göndermiştik. Onlar Kur'ân'ı dinlemek için hazır bulundukları zaman birbirlerine "susun!" dediler. Kur'ân'ın okunması bitince de birer uyarıcı olarak kavimlerine döndüler.

30- Onlar kavimlerine şöyle dediler: "Ey kavmimiz! Gerçekten biz Mûsâ'dan sonra indirilen ve kendisinden öncekileri tasdîk eden bir kitap dinledik. O kitap gerçeği ve doğru yolu gösteriyor.

31- Ey kavmimiz! ALLÂH'ın davetçisine uyun ve O'na îmân edin ki, ALLÂH da sizin günahlarınızı bağışlasın ve sizi acı bir azabdan korusun."

55/ er-Rahmân -33- Ey cin ve insan toplulukları! Göklerin ve yerin çevresinden geçmeye gücünüz yeterse geçin gidin. ALLÂH'ın verdiği bir güç olmadan geçemezsiniz.

37- Gök yarılır da, yağ gibi eriyip ateş kırmızısı bir gül oluverir.

38- Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

39- İşte o gün, ne insana ne de cinne günahından sorulmaz.

56- Onlarda bakışlarını yalnızca eşlerine yönelten güzeller vardır. Onlardan önce, onlara ne bir insan ne bir cin dokunmuştur.

72/ el-Cin -1- Deki: Bana gerçekten cinlerden bir grubun dinleyip de şöyle dedikleri vahy olundu; İnan olsun biz, acayip, doğru yola ulaştıran bir Kur'ân dinledik.

-Nefer; üç ile on arasındaki erlerden ibârettir.

-Cin; ismi cinstir, bir adedine cinnî denir. (Ö.N.Bilmen)

2- Rüşde erdiriyor, biz de ona îmân ettik. Rabbimize hiçbir şeyi ortak koşmayacağız,

3- Doğrusu, Rabbimizin şânı ne yücedir. Ne bir eş edinmiştir, ne de bir çocuk.

4- Meğer bizim sefîh (beyinsiz iblîs), ALLÂH’a karşı saçma (şeyler) söylüyormuş.

-Şetat; yalan söylemekte, gulüv (haddindi aşma) göstermekte haddi tecâvüz. (Ö.N. Bilmen)

5- Doğrusu biz insanları ve cinleri ALLÂH'a karşı asla yalan söylemez sanmışız.

6- Doğrusu insanlardan bazı erkekler, cinlerden bazı erkeklere sığınırlardı da onların şımarıklıklarını artırırlardı.

7- Doğrusu onlar sizin zannettiğiniz gibi, zannetmişlerdi ki, ALLÂH asla kimseyi Peygamber göndermeyecek.

8- (Cinler, dediler ki): "Biz göğe dokunduk, onu kuvvetli bekçiler ve alevlerle dolu bulduk."

9- "Doğrusu biz göğün bazı mevki’lerinde dinlemek için otururduk. Fakat şimdi her kim dinleyecek olursa kendini gözetleyen parlak bir alev buluyor."

10- "Doğrusu biz bilmiyoruz, yeryüzündekilere kötülük mü murad edildi, yoksa Rableri onlara bir hayır mı diledi?"

11- Doğrusu bizler; bizden iyi olanlar da var, olmayanlar da var. Biz çeşitli yollara ayrılmışız.

12- "Doğrusu biz anladık ki, ALLÂH'ı yerde acze düşürmemize imkân yok. Kaçmakla da O'nu asla âciz bırakamayacağız."

13- "Doğrusu biz o hidâyet rehberini dinlediğimizde ona îmân ettik. Kim Rabbine inanırsa, ne hakkının eksik verilmesinden korkar, ne de kendisine kötülük edilmesinden."

14- "Ve biz, bizlerden müslümanlar da var, hakk yoldan sapanlar da var. Müslüman olanlar, işte onlar doğru yolu arayanlardır."

15- Ama yoldan çıkanlar, işte onlar cehenneme odun olmuşlardır.

Âyetlerde de görüleceği üzere cinler kâinatı dolaşabilen varlıklardır. Onca harikulâde güzelliği (yıldızları, galaksileri, gezegenleri) temâşa etmelerine rağmen; hayret verici Kur’ân dinledik, demeleri, üzerinde düşünülmesi gereken sözlerdir. Kur’ân, âlem-i İslâmın içine yerleştirilmiş çeşitli sıfatlardaki, iblîsin yardımcılığını yapan su-i niyetli casusların göstermeye çalıştığı gibi, üç beş ahkâmdan ibâret bir kitap değildir. Her konuda araştırma yapacak bilim adamlarına bir rehber, dünya âhiret işlerimizi yoluna koymada bize bir yardımcı, âlemlere rahmet ve nasihattır. Bu harikulâde kitaptan bihaber yaşamayalım.

114/ en-Nâs -1- De ki: Sığınırım ben insanların Rabbine,

2- İnsanların hükümdârına,

3- İnsanların ilâhına,

4- O sinsi vesvesecinin şerrinden.

5- O ki, insanların göğüslerine vesveseler fısıldar.

6- Gerek cinlerden, gerek insanlardan.

*CİNLER GAYBI BİLEMEZ!

34/ Sebe’ -14- Ne zaman ki Süleymân'a ölümü hükmettik, cinlere onun ölümünü sezdiren olmadı. Yalnız bir ağaç kurdu yere dayandığı asâsını yiyordu. Bu sebeple Süleymân yere yıkılınca ortaya çıktı ki, cinler eğer gaybı bilir olsalar o zilletli azab içinde bekleyip durmazlardı.

*CİN VE İNSANLARIN YARATILMASININ HİKMETİ

51/ ez-Zâriyât -56- Ben cinleri ve insanları ancak Bana ibâdet etsinler diye yarattım.

57- Ben onlardan herhangi bir rızık istemiyorum. Beni yedirmelerini de istemiyorum.

58- Şüphesiz ki, rızık veren O sağlam kuvvet sahibi olan ALLÂH’dır.

*CİNLERDEN İYİ OLANLAR DA VARDIR İYİ OLMAYANLAR DA

72/ el-Cin -11- Doğrusu bizler; bizden iyi olanlar da var, olmayanlar da var. Biz çeşitli yollara ayrılmışız.

*CİNLERİN İBLÎS HAKKINDAKİ YORUMLARI

72/ el-Cin -4- Meğer bizim sefîh (beyinsiz iblîs), ALLÂH hakkında saçma şeyler söylüyormuş.

(Bkz: MALLARINIZI SEFİHLERE VERMEYİN)

*CİNLERİN YARATILIŞI

15/ el-Hicr -27- Cin taifesini de evvelce dumansız ateşten yarattık.

-Cann; cin tafesinin ilk babasıdır. Bununla cin taifesini de kastedilmiş olur. İblîs de şeytanların ilk babasıdır. Bunlar insanlara görünmedikleri için “cin” nâmını almışlarıdır. Cin; lûgatta: gizlenmek, müstetir (gizli, saklı) olmak mânâsınadır.

-Semum; dumanı olamayan ateş. (Ö.N.Bilmen)

55/ er-Rahmân -15- Cinleri de hâlis ateşten yarattı.

Yazar:
Kuranikerim.org
Kategorisi:
C - Ç
Gönderi tarihi: 18-11-2008
3,996 kez okundu
Block title
Block content