ÖĞÜT ALMAK
2/ el-Bakara -221- Îmân etmedikleri sürece ALLÂH’a ortak koşan kadınlarla evlenmeyin. ALLÂH’a ortak koşan kadın hoşunuza gitse de, mü’min bir câriye ALLÂH’a ortak koşan bir kadından daha hayırlıdır. Îmân etmedikleri sürece ALLÂH’a ortak koşan erkeklerle, kadınlarınızı evlendirmeyin. ALLÂH’a ortak koşan hür erkek hoşunuza gitse de, îmân eden bir köle, ALLÂH’a ortak koşan bir erkekten daha hayırlıdır. Onlar ateşe çağırırlar, ALLÂH ise izniyle, cennete ve bağışlanmaya çağırır. O, insanlara âyetlerini açıklar ki, öğüt alıp düşünsünler.
6/ el-En’âm -80- Kavmi onunla tartışmaya girişti. Dedi ki: “Beni doğru yola iletmişken ALLÂH hakkında benimle tartışmaya mı kalkışıyorsunuz? Hem sizin ona ortak koştuklarınızdan ben korkmam; ancak Rabbimin bir şey dilemiş olması başka. Rabbimin ilmi her şeyi ihâta etmiştir. Hâlâ düşünüp öğüt almayacak mısınız?”
126- Bu, Rabbinin dosdoğru yoludur. Şüphesiz düşünüp öğüt alacak bir toplum için âyetleri ayrı ayrı açıkladık.
130- (O gün ALLÂH şöyle diyecektir:) “Ey cin ve insan topluluğu! İçinizden size âyetlerimi anlatan ve bu gününüzün gelip çatacağı hakkında sizi uyaran Peygamberler gelmedi mi?” Onlar şöyle diyecekler: “Biz kendi aleyhimize şâhidlik ederiz.” Dünya hayatı onları aldattı ve kâfir olduklarına dâir kendi aleyhlerine şâhidlik ettiler.
152- Rüşdüne erişinceye kadar yetimin malına ancak en güzel şekilde yaklaşın. Ölçüyü ve tartıyı adâletle tam yapın. Biz herkesi ancak gücünün yettiği kadarıyla sorumlu tutarız. (Birisi hakkında) konuştuğunuz zaman yakınınız bile olsa âdil olun. ALLÂH’a verdiğiniz sözü tutun. İşte bunları ALLÂH size öğüt alasınız diye emretti.
50/ Kâf -37- Elbette bunda, içinde bir kalb taşıyan veya zihnini derleyip toplayarak can kulağıyla dinleyen kimseler için alacak bir ders vardır.
54/ el-Kamer -17- Andolsun Biz Kur'ân'ı öğüt almak için kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mudur?
*Bu âyeti yanlış anlayanlar, Kur’ân’ın bütün mânalarını herkesin kolaylıkla anlayacağını iddiâ’ ederler. Sathî bir şekilde okumakla anlaşılır, diye onu anlamak için öğrenime gerek olmadığını ve tefsir, hadîs, fıkıh ilimlerini dikkate almaksızın açıklanabileceğini ileri sürerler. Halbuki bu âyetin yerleştiği muhtevâya bakacak olursak şu mânâ anlaşılır: “İnsanlara gerçeği anlatmanın bir yolu da, inkârda direten geçmiş ümmetlerin başlarına gelen kötü âkıbetleri bildirmektir. Bir diğer vâsıta ise Kur’ân’ın doğru yolu gösteren delilleri, öğüt ve telkînleridir. Biz o kötü âkıbet tehlikesiyle karşı karşıya gelmenizi istemiyoruz. Onun için, size kolay olan tarafı gösteriyoruz. Kur’ân’ın davetine uyar, âyetlerini düşünürseniz kolayca doğru yolu bulursunuz. ”Öte yandan bu âyet, Kur’ân’ın hafızlarının çok olacağını bildirir. 600 sayfalık hacimli bir kitabın her nesilde milyonlarca hafızının bulunması, bu âyetin müjdelediği mucizeyi, kıyamete kadar imzâlamaya devam etmektedir. Başka hiçbir kitapta bulunmayan bu özellik şunu ispatlar: İnsanı kim yaratmışsa Kur’ân’ı gönderen de O’dur. O da kitabını korumak için, insanların onu ezberlemesini kolaylaştırmıştır.
22- Yemin olsun Biz, Kur’ân’ı düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. Var mı düşünüp öğüt alan?
32- Yemin olsun, Biz Kur’ân’ı, düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. Var mı düşünüp öğüt alan?
51- Andolsun, Biz sizin gibileri hep helâk ettik. Fakat var mı düşünüp öğüt alan?
56/ el-Vâkı’a -62- Siz ilk yaratmayı pekiyi biliyorsunuz, artık düşünüp ibret almanız gerekmez mi?
69/ el-Hâkka -38-39-40- Görebildiklerinize ve göremediklerinize yemin ederim ki, o(Kur’ân), hiç şüphesiz çok şerefli bir elçinin (ALLÂH’dan alıp tebliğ ettiği) sözüdür.
41- O, bir şâirin sözü değildir. Ne de az inanıyorsunuz!
42- Bir kâhinin sözü de değildir. Ne de az düşünüyorsunuz!
80/ Abese -11- Hayır, böyle yapma! Çünkü bu (Kur’ân) bir öğüttür.
12- Dileyen ondan öğüt alır.