KELİME (*)
*Yaralamak anlamındaki ‘kelm’ kökünden türeyen ‘kelime’ sözlükte; bir mânâ ifade eden tek bir lafız ve söz anlamına gelir. Kelime; isim, fiil ve harf olabilir. Çoğulu kelim ve kelimâttır. Bu lafız Kur’ân’da tekil, çoğul, yalın ve terkip olarak 46 defa zikrolunmuş ve farklı anlamlarda kullanılmıştır. (Diyânet)
*Kelimâtihi (sözler); Kur’ân ve ahkâmı, emir ve yasakları, Allâh’ın mukadderatı.
6/ el-En’âm -115- Rabbinin kelimesi (olan bu Kur’ân), doğruluk açısından ve adâlet açısından tastamamdır. O’nun kelimelerini değiştirebilecek hiç kimse yoktur. O, çok iyi işiten, çok iyi bilendir.
*Kelimetu’llah (Allâh’ın sözü) & *Kelimetü’llezîne keferû (kâfirlerin sözü)
9/ et-Tevbe -40- Eğer siz ona (Peygamber'e) yardım etmezseniz, ALLÂH ona yardım eder. Hani o kâfirler, onu Mekke'den çıkardıkları vakit sadece iki kişiden biri iken, ikisi de mağarada bulundukları sırada arkadaşına "Üzülme, çünkü ALLÂH bizimledir" diyordu. ALLÂH onun kalbine sükûnet ve kuvvet indirmişti ve onu görmediğiniz bir orduyla desteklemişti. Kâfirlerin sözünü alçaltmıştı. ALLÂH'ın kelimesi ise, en yüksek o. Ve ALLÂH Azîz’dir, Hakîm’dir.
*Kelimetü’l azab (azab kelimesi)
39/ ez-Zümer -71- İnkâr edenler grup grup cehenneme sevk edilecekler. Sonunda ona vardıkları zaman, (cehennemin) kapıları açılacak! (cehennemin) Bekçileri şöyle sûal edecekler; “Size Rabbinizin âyetlerini okuyan, sizi bugününüzle karşılaşmakla korkutan içinizden Resûller gelmedi mi?“Cevâben: Evet, geldi!” derler. Ancak kâfirlere azab hükmü hak olmuştur.
*Kelimetün bâkiyetün (kalıcı söz)
43/ ez-Zuhruf -28- ALLÂH o sözü, soyu arasında kalıcı bir kelime yaptı. Belki onlar (bulundukları halden İbrâhîm’in dinine)dönerler.
*Kelimetü’l-fasl (hüküm sözü)
42/ eş-Şûrâ -21- Yoksa onların ALLÂH’ın izin vermediği şeyi yasa olarak belirleyen ortakları mı var? Eğer (cezalarının) geciktirilmesi kararı verilmiş olmasaydı,(haklarında verilen hüküm)aralarında hemen uygulanırdı. Zalimler var ya, onlar için kesinlikle acı bir azab vardır.
*Kelimetü’l-küfr (küfür sözü); Münâfıkların Efendimiz hakkında söyledikleri ve kendilerini küfre götüren sözler.
9/ et-Tevbe -74- Söylemediklerin dâir ALLÂH’a yemin ediyorlar. Yemin olsun ki, onlar o küfür, inkâr sözünü söylediler. İslâma geldikten sonra yine kâfirlik ettiler. Başaramayacakları, ulaşamayacakları bir şeye kalkıştılar. Halbuki intikam almaya kalkışmaları için, kendilerini ALLÂH’ın resûlüyle ihsan ve ikramından zenginleştirmiş olmasından başka bir sebep de yoktu. Eğer tevbe ederlerse, bu haklarında daha hayırlı olur. Yok eğer yan çizerlerse ALLÂH onları dünya ve âhirette acı vere bir azab ile cezalandırır.
*Kelimetü Rabbike (Rabb’ın sözü, Allâh’ın hükmü, bilgisi)
11/ Hûd -119- Rabbinin şu sözü tamamen gerçekleşecek: “Muhakkak cehennemi tamamen cinler ve insanlarla dolduracağım.”
*Kelimetün sebâgat min rabbike (Rabbinden geçen söz); ilâhi ve ezelî prensipleri Allâh’ın insanlar hakkındaki hüküm ve cezasını âhirete bırakma kararı.
11/ Hûd -110- Yemin olsun ki Mûsâ’ya kitabı verdik, ancak onda görüş ayrılığına düşüldü. Eğer önceden Rabbinden bir karar geçmemiş olsaydı, aralarında hüküm verilip gitmişti. Kesinlikle onlar bundan kuşkulu bir şüphe içindedirler.
*Kelimeti’s-sevâ (*); eşit doğru söz. Kelime-i tevhîd (Allâh’ı birleme= Lâilâheillallâh)
*Sevâ (a.i.); beraber olma beraberlik. denk. eşit.
3/ Âl-i İmrân -64- Deki Ey kitap ehli! “ALLÂH’dan başka ma’bûd tanımamak, O’na hiçbir şeyi ortak koşmamak ve bazımız bazımızı ALLÂH’ı bırakarak rab edinmemek üzere sizinle bizim aramızda ortak bir kelimeye gelin. Eğer buna karşı yüz çevirirlerse, o zaman “Şâhid olun ki biz gerçek Müslümalarız”deyin.
*Kelimetü’t-takvâ (takvâ sözü)
48/ el-Fetih -26- O zaman inkâr edenler, kalblerine taassubu, câhiliyyet taassubunu yerleştirmişlerdi. ALLÂH da elçisine ve mü’minlere sekînesini, gönül rahatlığı ve iç huzur indirdi. Onların kalblerine takvâ sözünü yerleştirdi. Onlar da gerçekten buna en layık ve ehil olanlardı. ALLÂH gerçekten her şeyi en iyi bilendir.
*Kelimetün tayyibetün (güzel söz)
14/ İbrâhîm -24-25- ALLÂH’ın hoş, güzel bir sözü, kökü sabit, dalı gökyüzünde, meyvelerini Rabbinin izniyle her zaman veren hoş güzel bir ağaca nasıl benzettiğini görmedin mi! ALLÂH insanlar kavrayıp düşünsünler diye işte böyle benzetmeler yapar.
*el-Kelimü’t-tayyib (güzel sözler)
35/ Fâtır -10- Kim güç ve kuvvet istiyorsa, bilsin ki bütün güç ve kuvvet ALLÂH’ındır. Hoş kelimeler O’na yükselir, onu da sâlih amel yükseltir. Kötülükler planlayanlara gelince, onlar için şiddetli bir azab vardır. Onların tuzağı her zaman darmadağın olur.
(Bkz: Tayyib)
*Kelimâtullâh (Allâh’ın sözleri)
6/ el-En’âm -34- Yemin olsun senden önce gönderilen peygamberler, yalanlandılar da yalanlanmalarına ve incitilmelerine karşı sabrettiler. Sonunda onlara yardımımız geldi. ALLÂH’ın sözlerini değiştirebilecek hiçbir güç yoktur. Muhakkak ki sana peygamberlerin haberleri geldi.
10/ Yûnus -63-64- Onlar ALLÂH’a îmân etmişlerdir. Hep takvâ ile korunur dururlar. Değersiz dünya hayatında da, âhiret hayatında da onlara müjdeler olsun. ALLÂH’ın sözlerinde değişiklik bozukluk yoktur. İşte bu büyük kazançtır.