KALB

KALB

-Bedende kalb-i cismâninin mevkii ne ise rûhta da kalb-i rûhâninin mevkii o gibi olduğu tasavvur edilebilir. (Elmalılı Tefsiri)

13/ el-Ra’d -28- Onlar, îmân etmiş ve kalbleri ALLÂH zikriyle yatışmış olanlardır. Evet, iyi bilin ki, kalbler ancak ALLÂH'ın zikri ile tatmîn olur.

(Bkz: Basîret)

*KALBLERİN KATILAŞMASI, TAŞ’TAN DÂHİ KATI KALB!

2/ el-Bakara -74- Sonra bunun arkasından yine kalbleriniz katılaştı, şimdi de taş gibi, ya da taştan da beter hâle geldi. Çünkü taşlardan öylesi var ki; içinden nehirler kaynıyor, yine öylesi var ki, çatlıyor da bağrından sular fışkırıyor, öylesi de var ki, ALLÂH korkusundan yerlerde yuvarlanıyor. Ve sizin neler yaptığınızdan ALLÂH gâfil değildir.

*KALBLERİNE ÎMÂN YAZILANLAR

58/ el-Mücâdele -22- ALLÂH'a ve âhiret gününe inanan bir kavmin, babaları, oğulları, kardeşleri, yahud akrabaları da olsa ALLÂH'a ve Resûlüne düşman olanlarla dostluk ettiğini görmezsiniz. Onlar o kimselerdir ki ALLÂH kalblerine îmân yazmış ve onları kendinden bir rûh ile desteklemiştir. Onları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacak, orada ebedî kalacaklardır. ALLÂH onlardan râzı olmuş, onlar da O'ndan râzı olmuşlardır. İşte onlar ALLÂH'ın hizbi (dininin yardımcıları)dir. İyi bil ki, kurtuluşa ulaşacak olanlar, ALLÂH'ın hizbidir.

*ÜRPEREN KALB

8/ el-Enfâl -2- Gerçek mü’minler ancak o mü’minlerdir ki, ALLÂH anıldığı zaman yürekleri ürperir, âyetleri okunduğu zaman îmânlarını arttırır. Ve bunlar yalnızca Rablerine tevekkül ederler.

*İKİ KALB

33/ el-Ahzâb -4- ALLÂH bir adam için içinde iki kalb yapmamıştır.

*KALB-İ SELÎM (*)

*Selîm (a.s.selâmet’den); sağlam, kusursuz, doğru. -Selîm-ül-kalb: temiz yürekli adam.

26/ eş-Şu’arâ -87- "(İnsanların) diriltilecekleri gün, beni mahcûb etme."

88- "O gün ki ne mal fayda verir ne oğullar!"

89- "Ancak ALLÂH'a selîm bir kalple varan kimse müstesnâ."

-Menfaat vermeyen malla murad; hayra sarf olunmayan mal. -Menfaat vermeyen evlâtla murad; tarik-i hayra irşâd olunmayan evlât. -Kalb-i selîmle gelen kimseyle murad; malını hayrata sarf ve evlâdına din-i hakkı talim ve tarik-i hakka irşadla kalbi mal ve evlâdın fesâdından sâlim olan kimse. -Kalb-i selîm; dininde cehâlattan ve ahlâk-ı fasideden, mal ve evlâdın şerrinden sâlim ve pâk olarak huzur-u ilâhiye gelen kimse. (Hulâsat-ül Beyân)

-Sanma ey hâce ki senden zer-ü sim isterler Yevme lâ yenfeu da kalb-i selîm isterler.

-“Feyz-i İlâhi ancak temiz kalplere vârid olur.”

*KALBTE OLAMAYANI AĞIZLA SÖYLEMEMEK

3/ Âl-i İmrân -166-167- İki topluluğun karşılaştığı günde başınıza gelen musîbet de ALLÂH'ın izniyledir. Bu da mü’minleri belirlemesi ve hem de münâfıklık yapanları ayırt etmesi içindir. Ve onlara: "Geliniz, ALLÂH yolunda savaşınız veya (hiç olmazsa) savunmaya geçiniz" denilmişti. Onlar ise: "Biz savaşmasını (veya savaş olacağını) bilseydik arkanızdan gelirdik" demişlerdi. Onlar, o gün, îmândan çok küfre yakındılar. Kalblerinde olmayanı ağızlarıyla söylüyorlardı. ALLÂH neyi gizlediklerini daha iyi bilendir.

Yazar:
Kuranikerim.org
Kategorisi:
K
Gönderi tarihi: 19-11-2008
2,711 kez okundu
Block title
Block content