ELÂ (*)
*Elâ; kelimesi bir tenbih istihfaf edatıdır. Mühim bir söz başında söylenerek nazar-ı dikkati celbeder. ‘Agâh olunuz!’ meâlinde bulunur. (Ö.N.Bilmen)
2/ el-Bakara -12- Dikkat edin! Şübhesiz ki onlar, müfsidlerin (bozguncuların) ta kendileridir, fakat idrâk etmezler.
13- Onlara: “İnsanların (mü’minlerin) îmân ettiği gibi îmân edin!” denildiği zaman ise: “Biz, sefihlerin (beyinsizlerin) îmân ettiği gibi mi inanıyoruz?” derler. Dikkat edin! Muhakkak ki sefih olanlar ancak onlardır, fakat bilmiyorlar.
214- Yoksa siz, sizden öncekilerin başına gelenler, sizin de başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? Peygamber ve onunla beraber mü’minler, “ALLÂH’ın yardımı ne zaman?” diyecek kadar darlığa ve zorluğa uğramışlar ve sarsılmışlardı. İyi bilin ki ALLÂH’ın yardımı pek yakındır.
6/ el-En’âm -62- Sonra (hepsi,) hak Mevlâları olan ALLÂH’a döndürülürler. Dikkat edin, hüküm yalnız O’nundur ve O, hesab görenlerin en sür‘atlisidir.
7/ el-A’râf -54- Rabbiniz o ALLÂH'tır ki gökleri ve yeri altı günde yarattı. Sonra da arşa istiva buyurdu. O ALLÂH ki geceyi, durmadan onu kovalayan gündüze bürür. Güneş, ay ve bütün yıldızlar hep O'nun buyruğu ile hareket ederler. İyi bilesiniz ki yaratmak da, emretmek yetkisi de O'na mahsustur. Evet o Rabbülâlemin olan ALLÂH ne yücedir!
131- İşte onlara iyilik geldiği zaman: “Bu bizim (hakkımız)dır” derler. Ama onlara bir kötülük isâbet ederse, Mûsâ ve onunla beraber olanları uğursuz sayarlardı. Dikkat edin! Onların uğursuzluğu (kendi amellerinden olup) ancak Allâh katındandır; fakat onların çoğu bilmezler.
9/ et-Tevbe -99- Yine A’râbîlerden kimi de var ki ALLÂH’a ve âhiret gününe inanır ve vergisini ALLÂH yanında yakınlıklara ve peygamberin dualarına vesîle sayar, filhakika onlar kendileri için yakınlıklardır, ilerde ALLÂH onları rahmeti içine koyacaktır, çünkü ALLÂH Gafûrdur, Rahîmdir.
10/ Yûnus -55- Dikkat edin! Muhakkak ki göklerde ve yerde ne varsa ALLÂH’ındır. (Ve yine) dikkat edin! Şübhesiz ALLÂH’ın vaadi haktır; fakat onların çoğu bilmiyorlar.
11/ Hûd -5- Dikkat edin! Şübhesiz ki onlar, ondan (o peygamberden kendilerini) gizlemek için göğüslerini bükerler. Bilesiniz, (onlar) elbiselerine bürünecekleri zaman dahi (Allâh), onlar neyi gizlerler ve neyi açıklarlarsa bilir. Çünki O, sînelerin içinde olanı hakkıyla bilendir.
8- Ve and olsun ki onlardan azabı sayılı bir müddete kadar ertelesek, mutlaka: “Ona (o azabın gelmesine) mâni olan nedir?” derler. Dikkat edin! (O azab) onlara geleceği gün, kendilerinden geri çevrilecek değildir ve kendisiyle alay etmekte oldukları (azab), onları kuşatmış olacaktır.
60- Böylece hem bu dünyada, hem de kıyamet gününde lâ‘nete tâbi‘ tutuldular. Haberiniz olsun! Şübhesiz ki Âd (kavmi) Rablerini inkâr ettiler. Dikkat edin! (İsyanları yüzünden Allâh’ın rahmetinden uzaklaşan) Hûd’un kavmi olan Âd, ALLÂH ‘ın rahmetinden uzaklaştı!
13/ el-Ra’d -28- Onlar, îmân etmiş ve kalbleri ALLÂH zikriyle yatışmış olanlardır. Evet, iyi bilin ki, kalbler ancak ALLÂH'ın zikri ile tatmîn olur.
39/ ez-Zümer -3- İyi bilin ki, halis din yalnız ALLÂH’ındır. Onu bırakıp da başka dostlar edinenler, “Biz onlara sadece, bizi ALLÂH’a daha çok yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz” diyorlar. Şüphesiz ALLÂH ayrılığa düştükleri şeyler konusunda aralarında hüküm verecektir. Şüphesiz ALLÂH yalancı ve nankör olanları doğru yola iletmez.
41/ Fussilet -54- İyi bilin ki, onlar Rablerine kavuşma konusunda şüphe içindedirler. İyi bilin ki, O, her şeyi kuşatandır.
42/ eş-Şûrâ -18- Kıyamete inanmayanlar, onu acele isterler! Îmân edenler ise, ondan korkan kimselerdir ve(onlar) gerçekten onun hak olduğunu bilirler. Dikkat edin! Kıyamet hakkında tartışanlar, elbette (haktan) uzak bir dalâlet içindedirler.
53- Göklerde ne var, yerde ne varsa kendisinin olan ALLÂH’ın yoluna! Dikkat edin!(Bütün) işler ancak ALLÂH’a döner.
58/ el-Mücâdele -18- ALLÂH onları hep beraber (tekrar) dirilteceği gün, size (îmân ettiklerine dâir) yemin ettikleri gibi, O’na da yemin edecekler ve kendilerinin bir şey (bir hakikat) üzerinde olduklarını sanacaklardır. Dikkat edin, şübhesiz ki onlar yalancıların ta kendileridir!
19- Şeytan onları istilâ etmiştir de kendilerine ALLÂH’ı anmayı unutturmuştur. Onlar şeytanın hizbi (şeytan taraftarıdırlar). Uyanık olun ki şeytanın hizbi hep hüsrâna düşenlerdir.
22- ALLÂH’a ve âhiret gününe îmân eden hiçbir topluluğun, babaları, oğulları, kardeşleri yahud kendi soy-sopları olsalar bile, ALLÂH’a ve peygamberine düşman olan kimselere sevgi beslediğini göremezsin. İşte ALLÂH onların kalblerine îmânı yazmış ve onları kendi katından bir rûh ile desteklemiştir. Onları, içlerinden ırmaklar akan ve içlerinde ebedî kalacakları cennetlere sokacaktır. ALLÂH onlardan râzı olmuş, onlar da ALLÂH’dan râzı olmuşlardır. İşte onlar, ALLÂH’ın tarafında olanlardır. İyi bilin ki, ALLÂH’ın tarafında olanlar kurtuluşa erenlerin tâ kendileridir.