*Düşmana müdefeada bütün vüs’ünü sarf etmektir ki üç kısımdır; birisi zâhir düşman ile mücâhede, birisi şeytan ile mücâhede, birisi de nefis ile mücâhede dir. (Elmalılı Tefsiri)
-Cihâdın en üstünü zalim hükümdar karşısında söylenen hak sözdür. (Rûhu’l Beyân)
-Hayır ve salâh ihraz (hazır etmek) etmek, şer ve fesâdın def’i, zulüm ve udvanı(düşmanlık, haksızlık) def etmek, hadsizlere haddini bildirmek ve âlemin rahatını temin etmektir. (Hulâsat’ül Beyân)
3/ Âl-i İmrân -142- Yoksa siz, ALLÂH içinizden cihad edenleri belli etmeden, sabredenleri ortaya çıkarmadan cennete girivereceğinizi mi sandınız?
5/ el-Mâide -35- Ey inananlar, ALLÂH’dan korkun, O'na yaklaşmaya yol arayın ve O'nun yolunda cihad edin ki, kurtuluşa eresiniz.
9/ et-Tevbe -19- Siz hacılara su dağıtma ve Mescid-ül Haram'ı i’mâr etme işiyle ALLÂH'a ve âhiret gününe îmân edip, ALLÂH yolunda cihad edenlerin yaptığı işi bir mi tutuyorsunuz? Bunlar ALLÂH katında eşit olamazlar. ALLÂH zalimler topluluğuna hidâyet ihsân etmez.
41- Ey mü’minler! İster hafif techizatla, ister ağırlıklı olarak seferber olun ve mallarınızla, canlarınızla ALLÂH yolunda cihad edin. Eğer bilirseniz böylesi sizin için daha hayırlıdır.
73- Ey Peygamber, kâfirlerle ve münâfıklarla cihad et. Onlara karşı çetin ol (sert davran). Onların varacakları yer cehennemdir ve orası ne kötü bir yerdir.
81- Savaş’tan geri kalan münâfıklar, Resûlullah'ın hilâfına, onun savaşa gitmesine karşılık, oturup kalmalarıyla ferahladılar ve mallarıyla, canlarıyla ALLÂH yolunda cihad etmekten hoşlanmadılar, üstelik "Bu sıcakta savaşa gitmeyin" dediler. De ki: "Cehennem ateşi daha sıcaktır." Keşke anlayabilselerdi.
82- Kazandıkları günahın cezası olarak, artık az gülsünler, çok ağlasınlar.
83- Eğer ALLÂH, seni onlardan bir kısmının yanına döndürür de onlar başka bir cihada seninle birlikte çıkmak için senden izin isterlerse, de ki; "Artık siz hiçbir zaman benimle çıkamayacaksınız. Daha önce oturup kalmaktan hoşlanıyordunuz. Bundan böyle artık geride kalanlarla beraber oturup kalın."
86- "ALLÂH'a îmân edin ve Resûlü ile birlikte cihada gidin" diye bir sûre indirildiği zaman, içlerinden mal mülk sahibi olanlar senden izin istediler ve "Bırak bizi oturanlarla beraber oturalım" dediler.
87- Onlar, oturanlarla beraber oturmaktan hoşlandılar. Kalblerine mühür vuruldu. Bundan dolayı onlar anlayışsızdırlar.
88- Fakat Peygamber ve onunla beraber olan mü’minler mallarıyla, canlarıyla cihad ettiler. İşte bütün hayırlar onlarındır. Murâda erenler de işte onlardır.
29/ el-Ankebût -69- Ama Bizim yolumuzda cihad edenleri, elbette kendi yollarımıza eriştireceğiz. Hiç şüphe yok ki ALLÂH iyi davrananlarla beraberdir.
47/ Sûre-i Muhammed -31- Andolsun, içinizden, cihad edenleri ve sabredenleri belirleyinceye ve durumlarınızı ortaya koyuncaya kadar sizi deneyeceğiz.
61/ es-Saff -10- Ey îmân edenler! Sizi acı bir azabdan kurtaracak ticâreti size göstereyim mi?
11- ALLÂH'a ve Resûlüne inanırsınız, mallarınızla ve canlarınızla ALLÂH yolunda savaşırsınız. Eğer bilirseniz sizin için en iyisi budur.
12- (Eğer böyle yaparsanız ALLÂH) sizin günahlarınızı bağışlar ve sizi altlarından ırmaklar akan cennetlere, Adn cennetlerinde hoş yerlere koyar. İşte büyük kurtuluş budur.
66/ et-Tahrîm -9- Ey Peygamber! Kâfirler ve münâfıklarla savaş, onlara karşı sert davran. Onların varacağı yer cehennemdir. O gidilecek yer, ne de kötüdür!
*HAKKIYLA CİHÂD EDİN!
Müslîmân (a.s ve i.selâmet’den.c:müslimânân); İslâm dininde olan.
22/ el-Hac -78- ALLÂH uğrunda hakkıyla cihad edin. O, sizi seçti ve dinde üzerinize hiçbir güçlük yüklemedi. Babanız İbrâhîm’in dinine uyun. ALLÂH, sizi hem daha önce, hem de bu Kur’ân’da müslüman diye isimlendirdi ki, Peygamber size şâhid (ve örnek) olsun, siz de insanlara şâhid (ve örnek) olasınız. Artık namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin ve ALLÂH’a sarılın. O, sizin sahibinizdir. O, ne güzel sahip, ne güzel yardımcıdır!
Mücâhid (a.s.cehd’den.c:mücâhidin); 1-cihad eden, din düşmanlarıyla savaşan 2-savaşan, uğraşan, savaşçı.
2/ el-Bakara -218- Şüphesiz ki îmân edenlere, ALLÂH yolunda hicret edip, cihad edenlere gelince, işte onlar, ALLÂH'ın rahmetini umarlar. ALLÂH, çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.
4/ en-Nisâ -95- Mü’minlerden özür sahibi olmaksızın oturanlarla ALLÂH yolunda mallarıyla, canlarıyla cihad edenler eşit olamazlar. ALLÂH, mallarıyla, canlarıyla cihad edenleri, derece îtibâriyle, oturanlardan üstün kıldı. ALLÂH onların hepsine de cenneti vaad etmiştir. Bununla beraber ALLÂH mücâhidlere, oturanların üzerinde büyük bir ecir vermiştir.
96- Kendi katından derece derece rütbeler, bir mağfiret ve rahmet vermiştir. Öyle ya, O çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir.
8/ el-Enfâl -72- Gerçekten de îmân edip hicret eden, mallarıyla ve canlarıyla ALLÂH yolunda cihad veren, onları barındırıp yardım edenler, işte bunlar birbirlerinin dostlarıdırlar. Îmân ettiği halde henüz hicret etmemiş olanlar, hicret edinceye kadar onlar üzerinde herhangi bir velâyet hakkınız yoktur. Bununla beraber dinde sizden yardım isterlerse, sizinle arasında andlaşma bulunanlar aleyhine bir durum olmadıkça, onlara yardım etmeniz de üzerinize borçtur. ALLÂH bütün yaptıklarınızı görüp duruyor.
73- Kâfirler de aslında birbirlerinin dostları ve yardımcılarıdırlar. Eğer siz de öyle yapmazsanız, yeryüzünde büyük bir fitne ve fesat çıkar.
74- O kimseler ki, îmân ettiler, hicret ettiler ve ALLÂH yolunda cihada katıldılar, bir kısımları da onları barındırıp yer, yurt sahibi yaptılar ve yardıma koştular, işte bunlar hakkıyla mü’min olanlardır. Bunlara bir mağfiret ve cömertçe bir rızık vardır.
75- Daha sonradan hicret edip sizinle beraber savaşa katılanlar da sizdendirler. Bir de akraba olanlar, ALLÂH'ın kitabına göre, birbirlerine daha yakındırlar. Şüphe yok ki, ALLÂH her şeyi bilir.
9/ et-Tevbe -20- Îmân edip de hicret edip, mallarıyla, canlarıyla ALLÂH yolunda cihad edenler, ALLÂH katında en büyük dereceye sahibtirler. İşte bunlar murâda ermiş olan mutlu kullardır.
21- Rableri, onları kendi katından bir rahmet, bir rıza ve bir cennetle müjdeler ki o cennette onlar için bitmez tükenmez nimetler vardır.
22- Onlar orada ebedî kalırlar. Çünkü en büyük mükâfat ALLÂH katındadır.
16/ en-Nahl -110- Sonra şüphesiz Rabbin, eziyyet edildikten sonra hicret eden, sonra cihad eden ve sabreden kimselerin yardımcısıdır. Bunlardan sonra Rabbin elbette çok bağışlayıcıdır, çok merhametlidir.
*CİHÂD EDEN ANCAK KENDİSİ İÇİN CİHÂD ETMİŞ OLUR
29/ el-Ankebût -6- Cihâd eden ancak kendisi için cihad etmiş olur. Şüphesiz ALLÂH, âlemlerden müstağnidir.
69- Ama Bizim yolumuzda cihad edenleri, elbette kendi yollarımıza eriştireceğiz. Hiç şüphe yok ki ALLÂH iyi davrananlarla beraberdir.
*CİHÂD-I KEBİR
25/ el-Furkân -52- (Mademki yalnız seni gönderdik) Öyleyse kâfirlere boyun eğme ve bununla (Kur'ân ile) onlara karşı olanca gücünle büyük bir savaş ver!
(Bkz: SAVAŞ ÂYETLERİ )